"Belgesel-Biyografi" Kategorisinde Öneriler

The Wolf Of Wall Street – Para Avcısı (2013)


24 yaşında genç ve hırslı bir adam olan Jordan Belfort,zengin insanları dolandırarak para sahibi olur. Kısa sürede milyonlar kazanıp aynı zaman da kazandığı parayı aynı hızda harcayarak zevkine düşkün bir yaşam benimser. Uyuşturucu kullanmaya başlar, para karşılığı kadınlarla ilişkiye giren pis bi hayata saplanır. Filmin konusundan ziyade The Wolf Of Wall Street filmi imdb 8.5 alarak en iyi 50 film arasına girmiştir.Yönetmenliğini Martin Scorcese’nin üstlendiği film Amerikan borsasında komisyoncu olan Jordan Belfort’un biyografisinin bir uyarlaması. Filmin başrolünde Leonardo DiCaprio yer alırken kadroda Jonah Hill,...

Sherlock Holmes (2009)


Polisiye bir filmin içinde eğlenebiliyorsanız eğer bence o kaliteli bir filmdir.Sherlock holmes izleyiciyi hem şaşırtan hem eğlendiren yer yer güldüren aksiyon dolu bir film.Sherlock holmes iki filmlik bir seri 2.filminide izlemek isteyenlere tavsiye ederim.Ancak 1. filmin tadını bulamayabilirsiniz. Bence filmi bu kadar eğlenceli kılan unsur başrol oyuncusu,Robert downey jr. “iron man” den hatırlayacağınız üzere muzip bir kişiliğe sahip bir karakter. Bu kişiliğinin tadı sherlock holmes karakterinede sirayet etmiş durumda.Sıkılmadan izleyebileceğiniz hareketli bir film izlemek istiyorsanız bence doğru adres sherlock holmes.Konusundan bahsetmeye gerek olmadığını düşünüyorum.Ancak...

Cinderella Man – Külkedisi Adam (2005)


Baş yapıtlara imza atan ve hemen hemen tüm filmlerine bizi kendine hayran bırakan adam: Russel Crowe karşımıza boksör James J. Braddock gerçek hayat hikayesiyle çıkıyor. Renée Zellweger, Braddock’un güzel, eşine ve çocuklarına bağlı eşi Mae rolünü alırken, Paul Giamatti’nin menajerlik performansından etkileneceksiniz. Filmin yönetmenliğini A Beautiful Mind, The Da Vinci Code filmlerinin yönetmeni olan Ron Howard üstleniyor. Imdb puanı 8/10. Braddock kariyerinin zirvesindeyken Büyük Buhran yüzünden tüm birikimini kaybetmiştir. Kötü bir boks maçından sonra lisansı elinden adamımız Eşi Mae ve üç çocuğuna bakmak için...

Oranges and Sunshine – Portakallar ve Günışığı (2010)


Portakallar ve Günışığı az önce izlediğim ve hemen yorumunu yazmak istediğim bir film. Gerçek bir hikayeden alınıyor. 1980 li yıllarda sosyal hizmet uzmanı olan Margaret Humphreys kendisine gelen biri sayesinde bir gerçekle yüzleşiyor. Sürgün edilen çocuklar. Özellikle 1950’li yılların ortasından 1960’lı yıllarında ortasına kadar oldukça yoğun bir şekilde İngiltere’den Avustralya’ya en büyükleri 13 yaşında olmak üzere gemiler dolusu çocuklar gönderildiği ortaya çıkıyor. Bu çocukların birçoğuna ailelerinin vefat ettiği söyleniyor. Avustralya’ya gönderilen çocuklar orada cinsel ve fiziksel tacize uğruyorlar. Birçokları acıyı içinde yaşamaya devam ediyor. Çok...

Suite Francaise – Aşk Uğruna (2014)


Merhabaaa! Yepyeni bir isim olarak ben de sizlere bir film tavsiye etmek istedim. Şu sıralar tarih ve dram filmlerine takmış durumdayım. Geçen günlerde izlediğim ve etkilendiğim bir film Aşk Uğruna. Aslında orijinal adı Fransız Suiti. Bu film Irene Nemirowsky adlı Fransız bir yazarın kitabından uyarlamadır. Filmin gerçekçi yönleri vardır. Film 1940 Fransa da geçiyor. Alman ordusunun Fransayı işgal etmesini anlatıyor. Şehre gelen Alman askerler yerli halkın evlerine yerleştiriliyor. Esas kızımız Lucille ve onun kayınvalidesi etraflarındaki bir çok kişiden daha zengindir. Lucille evine yerleşen Alman...

Downfall – Çöküş (2005)


Berlin ele geçilirmiş, Hitler ve müritleri kalelerinde inatla savaşa tutunmaya çalışırlar. Gelmiş geçmiş en iyi Hitler filmlerinden olduğuna hiç şüphe yok. Nesnelliği ön planda tutan ve o zamanın havasını çok iyi yansıtan bir film. Bununla beraber Bruno Ganz’ın oyunculuğu, eşini canlandıran Alexandra Maria Lara’nın güzelliği ve Ganz’la mükemmel uyumu filmi soluksuz izleten diğer faktörlerden. Tabiki savaş ve ölüm konulu bir film olunca eğlenceli kahkahayla izleyebileceğiniz bir film beklemezsiniz ki öyle de zaten. Kasvetli havası bazen sıkıcı olabilmesi de filmin eksilerinden. Bunlar gerçekçilik için gerekli faktörler ki...

The Motorcycle Diaries – Motosiklet Günlüğü (2004)


Motosiklet Günlüğü filmini izlediğim için kendimi şanslı görüyorum. Hayatın içinden bu kadar samimi, bu kadar dobra bir filmin gerçek bir hikayenin bizlere sunumu olması böyle filmleri benim gözümde ayrı bir yere koyuyor. Bu film dünyanın en bilinen isimlerinden biri olan Che Guevara’ nın gençlik yıllarında arkadaşıyla yaptığı uzun bir yolculuğu konu alıyor. Bu film birçok insanın hayatını değiştirmiş Che Guevara’ nın filmi değil. Bu film tıp öğrencisi olan Ernesto Guevara de la Serna’ nın nasıl yollardan geçerek devrimci bir lider olduğunun filmidir. Bir nevi...

Amadeus (1984)


Yazımı okumadan önce ön yargılarınızı bir kenara bırakmanızı istiyorum. Wolfgang Amadeus Mozart… Bir müzik dehasının karmakarışık dünyasına hoş geldiniz! Bir de operayı seviyorsanız bu film tadından yenmez. Eğer operadan nefret ediyorsanız filmi izlemeyin demiyorum. Filmde herkes kendinden bir şeyler bulabilir ancak müzik sizin de Amadeus gibi tutkunuzsa bir an önce filmi açıp izlemenizi tavsiye ederim. Mozart, bir müzik dehası olmasına karşın hayatını bir türlü düzene sokamayan dengesiz bir kişilikti. Onu kıskananların olması işten bile değildi. Mozart’ın çağdaşı müzisyen Antonio Salieri onu kıskananlardan mı nefret edenlerden mi...

21 (2008)


Hazır taze taze izlemişken sizlerle bu keyifli filmi paylaşayım dedim. İyi zaman geçirmek için gayet uygun bir film diyebilirim. Gerek olayların akışı, gerek oyunculuklar çok  hoşuma gitti ve tabi ki yüzünüzde tebessüm yaratacak bir son… Filmimiz MIT’de (Massachusetts Institute of Technology – Massachusetts Teknoloji Enstitüsü) öğrenci olan Ben’in Harvard üniversitesinde tıp okuma hedefi doğrultusunda yaptığı şeyler ve başından geçen olaylar etrafında şekilleniyor. Seyir zevki oldukça yüksek ve birçok duygu barındıran bir film. Yeri geldiğinde üzülüp, yeri geldiğinde ufak bir tebessüm ettiğiniz oluyor. Şunu eklemek isterim,...

In The Name Of The Father – Babam İçin (1993)


Yanlış mekan, yanlış zaman tanımı bu film için söylenmiş olmalı. In The Name Of The Father filmi, 1974 Guildford bombalamasından sorumlu tutulan Gerry Conlon’un hayatını konu alıyor. Karaktere hayat veren Daniel Day-Lewis ve “Şurada öyle olabilir miydi/şöyle oynayabilir miydi?” cümlelerini telaffuz etmeyeceğiniz bir performans sergiliyor. İrlandalı Gerry Conlon 70’li yıllarda İngiltere’ye gelir ve hiç ilgisi olmadığı hâlde Guildford bombolamasını yapan kişi olarak beraberinde babası ve birkaç arkadaşıyla birlikte tutuklanır. İngiltere’nin insan hakları ve adalet anlayışı yönünden ne kadar basit kaldığına dişleri sıka sıka şahit oluyoruz....

Wild – Yaban (2014)


  Sanırım ben başını alıp uzaklara giden insanların hikayelerini izlemeyi seviyorum. Wild, bu yılın Oscar ödüllerinde En iyi kadın oyuncu dalında başrol Reese Witherspoon ile aday bir filmdi.  İzlemeye değer mi bilemediğimden hep ertelemiştim ama böyle yaptığıma üzüldüm çünkü gerçekten başarılı bir film olmuş. Annesinin kaybını bir türlü kabullenemeyen, evli olmasına rağmen düzenli bir hayata sahip olamayan Cheryl, artık son noktada kafasını toplamak için Amerika kırsallarında yaklaşık 3 ay sürecek bir yürüyüşe çıkmaya karar verir. Yürüyüşü boyunca yaşadıkları, öğrendikleri ile birlikte flashback şeklinde geçmişinde yaşadıklarnı,...