Beray'ın Film Önerileri

The Motorcycle Diaries – Motosiklet Günlüğü (2004)


Motosiklet Günlüğü filmini izlediğim için kendimi şanslı görüyorum. Hayatın içinden bu kadar samimi, bu kadar dobra bir filmin gerçek bir hikayenin bizlere sunumu olması böyle filmleri benim gözümde ayrı bir yere koyuyor. Bu film dünyanın en bilinen isimlerinden biri olan Che Guevara’ nın gençlik yıllarında arkadaşıyla yaptığı uzun bir yolculuğu konu alıyor. Bu film birçok insanın hayatını değiştirmiş Che Guevara’ nın filmi değil. Bu film tıp öğrencisi olan Ernesto Guevara de la Serna’ nın nasıl yollardan geçerek devrimci bir lider olduğunun filmidir. Bir nevi...

Loft – Çatı Katı (2008)


Loft filmi iyi hazırlanmış kurgusuyla, son ana kadar devam eden soru işaretleriyle ve sürükleyici hikayesiyle film izleyerek keyifli dakikalar geçirmek isteyen herkes için ideal bir film. Belçika yapımı olan bu film 2008 yılında çıktığında farklı ülkelerden bir çok izleyicinin beğenisini kazanmasından ötürü 2011 yılında Hollanda’ da 2014 yılında da Amerika’ da aynı film bir kez daha çekilmiştir. Benim için bir filmin orjinali her zaman daha ayrı bir tat vermiştir. Ama bu güzel kurguyu Hollywood yıldızlarıyla birlikte izlemek istiyorum diyenler için böylesi bir ihtimal de...

Kiss Kiss Bang Bang (2005)


Kiss Kiss Bang Bang filmi izleyicilere bolca aksiyon sahnesi, zekice hazırlanmış espriler bununla beraber bolca kahkaha ve çözülmeyi bekleyen bir cinayet sunuyor. Kara mizah filmleri beni her zaman fazlasıyla içine çekmiştir. Bu filmi ne komedi ne de sadece kurgu ve aksiyon türüne keskin bir şekilde ayıramayız. Filmi izlerken bunların hepsini güzel bir karışım şeklinde görüyoruz. Ayrıca film izlenirken dikkat edilmesi gereken ipuçlarıyla dolu hatta filmin içinde bazı yerlerde bunu gösteriyorlar. Filmin konusuna gelirsek Harry hayatını ufak çaplı hırsızlıklar yaparak sağlamaktadır. Yine bu tarz hırsızlıklardan...

Sons of Anarchy – Dizi Tavsiyesi


  Film önerileriyle beraber artık dizi önerilerine de ağırlık vermeye başlıyorum. Yabancı dizi dendiğinde akla ilk gelen Prison Break, Lost, Breaking Bad gibi dizilerden farklı isimler söylemeye çalışıcam sizlere. Sons of Anarchy Amerika’ da çok ses getirmiş fazlasıyla beğenilen bir dizi olmasına rağmen Türkiye’ de bir adım geride kalmış çok fazla izlenilen bir dizi olamadı. İzlemeyenler için üstte dediğim dizilerden hiç bir eksiği olmayan bu diziyi müthiş oyuncu kadrosu, harika kurgusu, senaryosuyla bir maden olarak görüyorum. Dizinin müziklerine ise çok iyiydi diyerek geçemem sanırım...

Apokalipto (2007)


Bu filmle ilgili olarak ilk bahsetmek istediğim şey yönetmen koltuğunda oturan Mel Gibson olacak. Yönetmenliğini üstlendiği 4. film olan Apokalipto, bende izlediğim bir çok filmden farklı bir tat bıraktı. Bunun en belirgin sebepleri büyük bir ilgi duyulmasına rağmen haklarında pek fazla şey bilmediğimiz Mayalarla ilgili bir film olması ve bu filmi bize olabilecek en gerçekçi şekillerde sunmasıdır. Büyük bir risk alarak filmin tamamını maya dilinde çeken ve oyuncuların yerel insanlar olup rollerinin hakkını vermesiyle Gibson izlemesi son derece keyifli, sürükleyici ve gerilim dolu bir...

The Number 23 – 23 Numara (2007)


Jim Carrey’ i defalarca komedi filminde izledim, romantik filmlere de yakıştığını düşünüyorum. Ama bu tarz bir filmde nasıl olacağını ilk izlediğimde çok merak ediyordum. Beklediğimin çok üstünde bir performans gösterdi hatta tarzı hep böyle filmler mi olmalı diye düşündüm. O kadar komedi filminden sonra Jim Carrey’ de bu filmde ayrı birşey görmüş olmalı ki oynadı. Film 23 sayısının özel bir sayı olduğunu düşünen obsesif bir düşünceyi anlatıyor. Ama bunu anlatma tarzı o kadar etkileyici ve filmin kendi içindeki konusu izleyiciyi o kadar meraklandırıyor ki...

Total Recall – Gerçeğe Çağrı (2012)


Filmimiz 21. yüzyılın sonlarında geçmektedir. Teknolojinin artık farklı bir boyuta taşındığı bu dönemde Recall isimli bir şirket insanların hayallerini gerçek anılara dönüştüren bir sistem icat etmişlerdir. Bu makine sayesinde hayallerini yaşayabilen insanlar için dünya farklı bir hal almaya başlamıştır. Filmin odak noktası da güzel bir karısı olan fabrikada işçi olarak çalışan Douglas Quaid’ tir. Douglas monoton hayatından çok sıkılmıştır ve hayatına bir renk katmak için Recall’ un sunduğu bu teknolojiden yararlanmak ister. Kendisine özel bir ajanın anıları yüklenirken işler pek yolunda gitmez ve silahlı...

Warm Bodies – Sıcak Kalpler


Zombi filmlerinin arasında en farklısı, ismi gibi en sıcağı diyebiliriz. Daha önce bir zombi filmini zombinin gözünden, onun bakış açısından izlememiştim. Tür olarak komedi ve romantizmin ön plana çıktığı film son derece sürükleyici ve eğlenceliydi. Tipik zombi filmlerinin çok ilerisine geçen film insanın içinde bir yerlere dokunuyor. Böyle bir konudan insanı etkileyebilecek kadar duygusal ve komik bir yapım çıkması insanı şaşırtıyor. Konu olarak nedenini bilmediğimiz bir sebepten dünyada bir salgın olmuştur ve hasta insanların sayısı normal insanlardan çok daha fazla bir hale gelmiştir. Zombilerin...

Einstein And Eddington (2008)


Biri dünyanın en ünlü insanlarından biri olan herkesin ismini bildiği Albert Einstein diğeri ise ismi duyulmamış olsa da kendini bilime adamış İngiliz  Sir Arthur Stanley Eddington. Filmimiz 2.Dünya Savaşı sırasında bu iki insanın farklı taraflarda olmasına rağmen bilim uğruna farklılıkları göz ardı ederek mektup yoluyla birbirlerine yardım edip Einstein’ in Genel Görecelilik Kuramını ortaya çıkartırlar. İki bilim adamı arasında geçen bir film beni tahmin ettiğimden daha çok içine çekti ve sürükleyici senaryosuyla 90 dakika bir çırpıda bitti. Sizde Albert Einstein’ ın dünyaya ününü duyurduğu zamanı...

The Bucket List – Şimdi ya da Asla (2007)


The Bucket List tam anlamıyla efsaneler arasına girmiş mükemmel bir film. Jack Nicholsan ve Morgan Freeman gibi iki üstadın bir araya geldiği bu film defalarca izlenebilecek ve her defasında ayrı bir keyif veren yapım olmuş. Benim adıma çok ayrı yeri olan bu film insanın içine işliyor. İzledikten sonra yüzünüzde sıcacık bir gülümseme bırakıp insana hayatın ve zamanın değerini düşündürüyor. Filmin konusu ise Edward Cole milyoner bir kişidir. Carter Chambers ise sıradan bir araba tamircisidir. Bu ikilinin yolları bir hastane odasında kesişir. İkisi de amansız...

The Raid: Redemption – Baskın (2011)


Amerika ve Endonezya ortak yapımı olan film aksiyon ve dövüş dendiğinde aklıma gelen ilk filmlerden biri olmayı başardı. Endonezya yapımı olmasından dolayı izlerken çok bir beklentim yoktu. Ama film o kadar sürükleyici ve dövüş sahneleri o kadar gerçekçiydi ki kendimi filme kaptırdım. Amerika desteği olduğu filmi izleyince gerçekten de anlaşılıyor. Film çok beğenildiği için mi yoksa planlı bir şekilde oldu bilmiyorum ama 2014 yılında  devam filmi geldi. İlkinin yerini alamasada o da seyir zevki çok yüksek bir film oldu. Sizde bu seriyi izleyerek aksiyona...