Yıllık Arşiv:: 2015

The Motorcycle Diaries – Motosiklet Günlüğü (2004)


Motosiklet Günlüğü filmini izlediğim için kendimi şanslı görüyorum. Hayatın içinden bu kadar samimi, bu kadar dobra bir filmin gerçek bir hikayenin bizlere sunumu olması böyle filmleri benim gözümde ayrı bir yere koyuyor. Bu film dünyanın en bilinen isimlerinden biri olan Che Guevara’ nın gençlik yıllarında arkadaşıyla yaptığı uzun bir yolculuğu konu alıyor. Bu film birçok insanın hayatını değiştirmiş Che Guevara’ nın filmi değil. Bu film tıp öğrencisi olan Ernesto Guevara de la Serna’ nın nasıl yollardan geçerek devrimci bir lider olduğunun filmidir. Bir nevi...

Kaybedenler Kulübü (2011)


Kaybedenler Kulübü, gerçek bir hikayeden alınmış ve gerçek olduğunu duyunca nasıl ya harbiden mi ifadesini takınacağınız türden bir film. Nejat İşler ve Yiğit Özşener gibi iki önemli oyuncunun rol aldığı ve Türkiye’de 90’lı yıllarda geçen iki radyocunun hikayesini ele almakta. Genelde radyo konuşmaları şeklinde geçen ve cidden zaman zaman güldürüp, düşündüren bir yapıt. Aynı zamanda inanılmaz repliklere sahip, ayrıca gerçek kayıtlarla birebir örtüşmekte. Filmdeki radyo konuşmalarını içeren gerçek kayıtlara internet üzerinden erişebilirsiniz.  Son olarak da ilk izlediğim zaman yaptığım yorumdan alıntı yapayım: Film nasıl mıydı? Çok farklı bi...

White Collar (2009-2014)


White Collar… Yabancı diziler ile çok içli dışlı olan biri olarak söyleyebilirim ki benim listemde ilk bu dizi ilk 3’e girer. Polisiye dizilere olan sevgim bu dizi ile hat safhaya çıktı. Konu ve oyuncular bu kadar mı muhteşem olur. Gelelim konuya; Neal Caffrey, çok zeki bir suçludur. Onu yakalayan tek FBI ajanı ise Peter Burke’dür. Her şey normal giderken, Neal hapishaneden kaybettiği aşkını bulmak için kaçar. Tekrar yakalaması için Peter’a haber verilir ve Peter biraz araştırmadan sonra Neal’ı yakalar. Ama Neal, yeniden cezaevine dönmek...

Amadeus (1984)


Yazımı okumadan önce ön yargılarınızı bir kenara bırakmanızı istiyorum. Wolfgang Amadeus Mozart… Bir müzik dehasının karmakarışık dünyasına hoş geldiniz! Bir de operayı seviyorsanız bu film tadından yenmez. Eğer operadan nefret ediyorsanız filmi izlemeyin demiyorum. Filmde herkes kendinden bir şeyler bulabilir ancak müzik sizin de Amadeus gibi tutkunuzsa bir an önce filmi açıp izlemenizi tavsiye ederim. Mozart, bir müzik dehası olmasına karşın hayatını bir türlü düzene sokamayan dengesiz bir kişilikti. Onu kıskananların olması işten bile değildi. Mozart’ın çağdaşı müzisyen Antonio Salieri onu kıskananlardan mı nefret edenlerden mi...

Loft – Çatı Katı (2008)


Loft filmi iyi hazırlanmış kurgusuyla, son ana kadar devam eden soru işaretleriyle ve sürükleyici hikayesiyle film izleyerek keyifli dakikalar geçirmek isteyen herkes için ideal bir film. Belçika yapımı olan bu film 2008 yılında çıktığında farklı ülkelerden bir çok izleyicinin beğenisini kazanmasından ötürü 2011 yılında Hollanda’ da 2014 yılında da Amerika’ da aynı film bir kez daha çekilmiştir. Benim için bir filmin orjinali her zaman daha ayrı bir tat vermiştir. Ama bu güzel kurguyu Hollywood yıldızlarıyla birlikte izlemek istiyorum diyenler için böylesi bir ihtimal de...

21 (2008)


Hazır taze taze izlemişken sizlerle bu keyifli filmi paylaşayım dedim. İyi zaman geçirmek için gayet uygun bir film diyebilirim. Gerek olayların akışı, gerek oyunculuklar çok  hoşuma gitti ve tabi ki yüzünüzde tebessüm yaratacak bir son… Filmimiz MIT’de (Massachusetts Institute of Technology – Massachusetts Teknoloji Enstitüsü) öğrenci olan Ben’in Harvard üniversitesinde tıp okuma hedefi doğrultusunda yaptığı şeyler ve başından geçen olaylar etrafında şekilleniyor. Seyir zevki oldukça yüksek ve birçok duygu barındıran bir film. Yeri geldiğinde üzülüp, yeri geldiğinde ufak bir tebessüm ettiğiniz oluyor. Şunu eklemek isterim,...

Memento – Akıl Defteri (2000)


Bu filmin kütüphanede bulunmaması saygısızlık olurdu. ”Prestij” yazımda bahsetmişken bu eseri neden sizlerden mahrum bırakayım diye düşündüm ve işte karşınızdayım. Film ”paranoya” kategorimde parlayan bir yıldız. Öncelikle şunu söylemek gerekir ki, film sondan başa doğru akıyor. Bunun sebebi karamanımız Leonard Shelby (Guy Pearce)’ın kısa süre içinde hafızasının silinmesi. Film oldukça karışık ve baş ağrıtıcı nitelikte. Bu yüzden filmi elli kez izlesek elli farklı senaryo elde edeceğimize emin olabilirsiniz. Çok fazla senaryo yazıldı çizildi, Guy Pearce ile film senaryosu hakkında röportajlar yapıldı. Hepsi nafile, en iyisi...

The Illusionist – Sihirbaz (2006)


Edward Norton’nun böylesine sağlam kurgulanmış senaryo ile bir araya gelmesinden elbette tadına doyulmaz bir film çıkmış ortaya. Sihirin arkasından gelen bir gizem vardır ve bu gizem çok sıkı bir şekilde işlenmiş filmde. Şok edici sonlar her zaman hoşuma gider, iyi veya kötü olması önemli değil. İşte bu film benim beklentimi fazlasıyla karşıladı. Sophia aristokrat bir ailenin kızı olarak, marangoz bir ailenin oğlu olan Eisenheim’a aşık olur. Üstelik aşkı karşılıklıdır. Bu ikili, birbirlerine hissettiklerinden ötürü tepki alırlar. Öyle ki aşkına yasak bile getirilen Eisenheim, ülkeyi terk...

Da Vinci’s Demons – Da Vinci’nin Şeytanları (2013)


Yabancı dizilere beni yaklaştıran dizi ”Da Vinci’nin Şeytanları”dır. Gerek tarihi yönü gerek her bölümdeki tadına doyulmaz gizem ve heyecan beni benden aldı. Şu zamana kadar iki sezonu yayınlandı. Üçüncü sezonu merakla ve heyecanla uzun zamandır bekliyoruz. Dizi Leonardo Da Vinci’nin hikayesini anlatmakta ancak tam olarak bir odak noktası bulunmamakta. Zamanımızdaki İtalya topraklarında o zamanlar henüz siyasi birlik sağlanmamıştı ve şehir-devletler bulunmaktaydı. Bazen bu şehir-devletler arasındaki hararetli savaşlara tanık oluyoruz. Bazen Leonardo’yu gizemli ”Yaprakların Kitabı”nı ararken buluyoruz, bazen de annesini… Efendim, diziye birçok kötü eleştiri...

Project Almanac – Sonsuzluk Projesi (2014)


Evet efendim, tazecik bir filmle karşınızdayım. ”Sonsuzluk Projesi” gerek konusuyla gerek olayların akışıyla beni etkiledi. Lafı çok uzatmadan filmin içeriğine değinmek istiyorum. 18 yaşındaki kahramanımız David Raskin, kız kardeşi Christina ile evlerinin tavan arasında ölmüş babalarının eski kamerasını bulurlar. Kamerada bir videonun kayıtlı olduğunu fark ederler. Video David’in 7. yaş gününe aittir. David, doğum günü partisi sırasında şimdiki halini orada görür ve olaylar bunun üzerinden gelişmeye başlar. Şunu belirtmeliyim ki, filmi izlemeden önce fragmanını izlemedim. Filmi izledikten sonra fragmana göz attım, film ile ilgili...

Shutter Island – Zindan Adası (2010)


Bazı filmler vardır, sadece izlediğinizle kalırsınız; ama bazı filmler vardır ki bittiği halde sizin aklınız hala filmdedir ve o olay kurgusunun oluşturuluşuna hayran kalırsınız. ”Dövüş Kulübü” filminden aldığım keyif ile birlikte bu tür filmler aramaya başladım. Kendi çapımda bu filmleri kategorize etmek istedim ve bunlara “paranoya” filmleri demeye başladım. Bu filmler bir olay örgüsünden oluşur ve size sonu hakkında çok küçük ipuçları verse de siz bunları fark etmezsiniz ve olayların akışına kaptırıverirsiniz kendinizi. Etkileyici bir son ile ağzınız açık kalır ve herkese o filmi...