"Suç" Kategorisinde Öneriler

Once Upon a Time in America – Bir Zamanlar Amerika (1984)


188 Binden fazla oy ile İMDB’de 8,4 değerinde ki puanını senelerdir korumaya devam eden Bir Zamanlar Amerika fliminde, David “Noodles” Aaronson, Manhattan’ın banliyölerinden birindeki yahudi mahallesinde hayatta kalmaya çalışan yoksul bir çocuktur. Kendisi gibi arkadaşlarından oluşan ve Noodles’ın liderliğini yaptığı ufak çaplı suç çetesi, zamanla yükselişe geçer ve sonunda 30’lu yılların en azılı gangsterleri haline gelirler. Ancak bu ün, ekibin dağılmaya başlamasıyla sona erer. Yaklaşık 30 yıl sonra New York’a dönen Noodles, burada eski günlere geri dönüp geçmişiyle başbaşa kalır. Not: filmin orjinali 3 saat...

Jagten – Onur Savaşı (2012)


2012 Yılının en çarpıcı,en iyi filmlerinden biri olan JAGTEN-ONUR SAVAŞI yine ülkemizde seyircisiyle buluşamamış yapımlardan biridir.Danimarka yapımı olan filmin yönetmeni ve senaristi Thomas vinterberg seyirciye empati duygusunu çok iyi yaşatmış.izlerken filmde bir boşluk,kurguyla ilgi sıkıntı var gibi hissetmeniz olası zaten yönetmen seyirciyi avucunun içine öyle bir almış,öyle bir ele geçermiş ki.işte bunu sadece iyi bir yönetmen yapa bilir.o yüzden o boşluklara fazla takılmayın derim.zatten görüntü yönetmeni chorlette bruus christensen beni benden aldı ne kadar alkışlasam ne kadar övsem az..bence bu filmi bu denli başarılı...

Jack Ryan: Shadow Recruit – Gölge Ajan (2014)


Tom Clancy’nin yarattığı bir karakter olan Jack Ryan, filmi ile karşımıza çıkıyor. Star Trek hayranları başrolümüz Jack Ryan’ı hemen tanıyacaktır. Açıkçası ben de başrolde Chris Pine var diye izledim ve hiç pişman değilim. Eski bir asker olan Jack Ryan yaralandıktan sonra askerliğine devam edemiyor ve asıl işi olan finansal analist olarak Wall Street’te göreve başlıyor. Tek farklılık ise CIA için çalışıyor olması. İşte heyecan tam olarak buradan sonra başlıyor. Bir Rus milyarderin hesaplarındaki tersliği fark eden Jack, teröristlerin hazırladığı planı hemen fark eder. İlk...

Poker Night – Poker Gecesi (2014)


Yine 2014 yapımı muhteşem bir filmle daha karşı karşıyayız. Basit bir Poker masamız geçmişini anlatan eski dedektiflerimiz ve aralarına katılan yeni terfi bir genç dedektifimiz var (Beau Mırchoff). Sonra ne mi oluyor? Genç dedektifimiz maskeli bir psikopat tarafında kaçırılıp bir bodruma kapatılıyor. Şimdi yapması gereken şey ise poker masasında anlatılanları göz önünde bulundurup maskeli karakterimizin kimliğini ve kurtulmanın yollarını bulmak zorundadır. Çünkü kendiyle beraber kurtarması gereken genç bir kız daha bulunmaktadır. Adamlar o kadar iyi iş çıkarmış ki filmde sizin de yakalayabilecek olduğunuz bir...

Who Am I – Ben Kimim (2014)


İlk başta şunu söyleyebilirim: Bu filmin beni bu kadar etkileyeceğini beklemiyordum. Film için duble ters köşe diyebilirim. Filmdeki ana karakter bana biraz Edward Northon’nun Fight Club’taki rolünü hatırlattı. Ki izleyince siz de hak vereceksiniz diye düşünüyorum. Filmin konusuna gelirsek… Kahramanımız 25 yaşında, asosyal ve tam bir bilgisayar dahisi olan Benjamin’dir. Yeraltı bir hacker (bilgisayar korsanı) grubu Benjamin’i aralarına davet eder ve Benjamin, istemeyerek de olsa kabul eder. Olaylar bundan sonra başlayacaktır. Mafya istihbarat ve hacker grupları arasındaki ilişkiyi ve hesaplaşmaları anlatan bu filmi soluk...

Revenge of the Green Dragons (2014)


  Nereden duyduğumu bilmediğim Revenge of the Green Dragons (ismi uzun olduğundan, Green Dragons diyeceğim) filmini “bir bakayım ya neymiş” diye internette araştırırken gerçek bir hikayeden uyarlandığını ve yapımcısının Martin Scorsese olduğunu öğrenince iyice merak ettim. Merakıma değdi mi bilmiyorum :) Kurgusu, oyunculuklar, görüntüler başarılı ama bir hikayede hiç mi iyi bir şey olmaz yaa. Fargo filmi gibiydi neredeyse kimsenin başına iyi bir şey gelmedi. Hikaye, Amerika’nın en büyük insan kaçakçılığı olayına değinirken, göçmen/kaçak göçmen Asyalıların Amerika’da yaşadıklarını pek de objektif olmadan Asyalıların gözünden...

Angels & Demons – Melekler ve Şeytanlar (2009)


Yıllar önce bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine izlediğim bu film, film arşivimde paha biçilmez bir yere sahip. İlluminatinin gizemi beni hep pençesine düşürdü. Resmen bu örgütün kapatıldığını biliyoruz, asırlar önce hem de. Ancak internette de dolaşan örgütün kapatılmadığı, aksine örgütün üyelerinin Dünya’ya yön veren insanlar olduğu yönündeki komplo teorileri hep ilgimi çekmiştir. Film, akışı ile sizi yutuyor ve Tom Hanks eşliğinde tadına doğulmaz bir seyir zevki yaşatıyor. Dan Brown’un kitabından uyarlama bu film, ön yargılarımızı yıkarak bir ”kitaptan uyarlanan” filmin ne kadar başarılı olabileceğini bize...

White Collar (2009-2014)


White Collar… Yabancı diziler ile çok içli dışlı olan biri olarak söyleyebilirim ki benim listemde ilk bu dizi ilk 3’e girer. Polisiye dizilere olan sevgim bu dizi ile hat safhaya çıktı. Konu ve oyuncular bu kadar mı muhteşem olur. Gelelim konuya; Neal Caffrey, çok zeki bir suçludur. Onu yakalayan tek FBI ajanı ise Peter Burke’dür. Her şey normal giderken, Neal hapishaneden kaybettiği aşkını bulmak için kaçar. Tekrar yakalaması için Peter’a haber verilir ve Peter biraz araştırmadan sonra Neal’ı yakalar. Ama Neal, yeniden cezaevine dönmek...

Loft – Çatı Katı (2008)


Loft filmi iyi hazırlanmış kurgusuyla, son ana kadar devam eden soru işaretleriyle ve sürükleyici hikayesiyle film izleyerek keyifli dakikalar geçirmek isteyen herkes için ideal bir film. Belçika yapımı olan bu film 2008 yılında çıktığında farklı ülkelerden bir çok izleyicinin beğenisini kazanmasından ötürü 2011 yılında Hollanda’ da 2014 yılında da Amerika’ da aynı film bir kez daha çekilmiştir. Benim için bir filmin orjinali her zaman daha ayrı bir tat vermiştir. Ama bu güzel kurguyu Hollywood yıldızlarıyla birlikte izlemek istiyorum diyenler için böylesi bir ihtimal de...

21 (2008)


Hazır taze taze izlemişken sizlerle bu keyifli filmi paylaşayım dedim. İyi zaman geçirmek için gayet uygun bir film diyebilirim. Gerek olayların akışı, gerek oyunculuklar çok  hoşuma gitti ve tabi ki yüzünüzde tebessüm yaratacak bir son… Filmimiz MIT’de (Massachusetts Institute of Technology – Massachusetts Teknoloji Enstitüsü) öğrenci olan Ben’in Harvard üniversitesinde tıp okuma hedefi doğrultusunda yaptığı şeyler ve başından geçen olaylar etrafında şekilleniyor. Seyir zevki oldukça yüksek ve birçok duygu barındıran bir film. Yeri geldiğinde üzülüp, yeri geldiğinde ufak bir tebessüm ettiğiniz oluyor. Şunu eklemek isterim,...

Memento – Akıl Defteri (2000)


Bu filmin kütüphanede bulunmaması saygısızlık olurdu. ”Prestij” yazımda bahsetmişken bu eseri neden sizlerden mahrum bırakayım diye düşündüm ve işte karşınızdayım. Film ”paranoya” kategorimde parlayan bir yıldız. Öncelikle şunu söylemek gerekir ki, film sondan başa doğru akıyor. Bunun sebebi karamanımız Leonard Shelby (Guy Pearce)’ın kısa süre içinde hafızasının silinmesi. Film oldukça karışık ve baş ağrıtıcı nitelikte. Bu yüzden filmi elli kez izlesek elli farklı senaryo elde edeceğimize emin olabilirsiniz. Çok fazla senaryo yazıldı çizildi, Guy Pearce ile film senaryosu hakkında röportajlar yapıldı. Hepsi nafile, en iyisi...