Elif'in Film Önerileri

Across The Universe – Seni İstiyorum (2007)


Yine Türkçe çevirisiyle akıllara durgunluk veren bir film daha :) Star Wars, Lord of the Rings, Fight Club, Shawshank Redemption gibi zaten herkesin “en iyi filmler” listesinde olan başyapıtları bir kenara koyarsak kişisel olarak en sevdiğim film Across the Universe olur muhtemelen. Gerçek anlamda şiirsel bir yapısı var filmin, naifliğiyle insanı mest ediyor. 33 tane Beatles şarkısı kullanılarak yapılan bir müzikal film Across the Universe. 60’lı yıllarda biri Vietnam savaşına gitmiş, diğeri bambaşka bir yolculuğa çıkmış 2 kardeşin hikayesiyle başlayıp, hikayeye giren herkesin hikayesiyle...

Blitz – Ölümcül Takip (2011)


Jason Statham sevmeyen herhalde yoktur :) Öyle Tetikçi gibi imkansızların imkanlı olduğu filmlerinden farklı olarak Blitz son derece başarılı bir dram/macera filmi. Hisli, içe kapanık polis rolünde izlediğimiz Jason Statham’a Paddy Considine ve Aidan Gillen eşlik ediyor. Yeni ortağına alışmaya çalışan polis Tom Brant, bir yandan da polis cinayetleri işleyen bir katilin peşine düşer ve olaylar gelişir.. Çok klişe oldu belki ama konu bu :) Jason zaten filmi izlemek için bir sebepken, güzel senaryosu, sıkmadan ilerleyen olay akışı son derece keyifli bir 1.5 saat...

The Purge: Anarchy – Arınma Gecesi (2014)


Bol gerilime hazır mısınız? Purge: Anarchy aslında bir devam filmi, bir de sadece Purge diye ilk filmi var ama o pek talep görmemiş hiç duyulmamış neredeyse. Ben sadece Anarchy’i izledim, konu bütünlüğü de yok zaten size de bunu tavsiye etmek istiyorum. The Purge, beni konusuyla çekmişti bir de başrol Frank Grillo’nun hatrına izleyeyim dedim. İnanılmaz sinir bozucu bir senaryosunun olması filmin başarısı bence. Konu olarak şöyle anlatayım, film birkaç yıl gelecekte geçiyor, Amerika’nın yönetim şekli değişmiş, başlarında vakıf gibi bir kurum var ve suç...

The Holiday – Tatil (2006)


Gelmiş geçmiş en tatlı romantik komedi filmini takdim etmek istiyorum size. Holiday, güzel bir kadro ve eğlenceli bir senaryoyla ilerleyen neredeyse 10 yıl önce çekilmiş olmasına rağmen hala izleyeni mutlu eden bir filmdir. Kadroda Jude Law, Jack Black, Cameron Diaz ve Kate Winslet var. Film biraz İngiltere’de biraz Amerika’da geçiyor. Filmde Amanda (C.Diaz) ve Iris (K.Winslet) içlerinde oldukları hayattan yorulmuş 2 kadındır. Belki ‘Air Bnb’ sitesini bilen vardır, işte o tarz bir mantıkla, internetten birbirlerine ulaşıp , yılbaşına kadar birbirleriyle evlerini değiştirmeye karar verirler....

Pasific Rim – Pasifik Savaşı (2013)


Bu tarz bol aksiyonlu-vurdulu kırdılı :)- bilimkurgu filmlerine sadece erkekler düşkün olacak değil herhalde :) Pasific Rim’i beklentimi düşük tutarak izlemiştim ama film o kadar başarılıydı ki utandırdı beni. Bilimkurgu olmasına rağmen, gerçek hayatta öyle şeyler olmasının imkansız olmasına rağmen, sanki olayları bizzat o an siz yaşıyormuşsunuz gibi hissettiren öyle içine alan bir film Pasific Rim. Yönetmen koltuğunda Pan’ın Labirenti, Hellboy serisi filmlerinin yönetmeni Guillermo del Toro var. Konusuna bakacak olursak gelecekte geçen filmde uzaydan koca koca robotumsu canavarlar dünyayı yok etmek için gezegenimize...

Nine – 9 (2009)


Sanırım müzikal filmlere bakış açısında bir orta yok ya sevilir ya nefret edilir aksine hiç denk gelmedim. Ben gerçek bir müzikal film aşığıyım Sound of Music’ten Chicago’ya hepsi benim bebeğim gibi :) İsterim ki müzikal sevmeyenler de benim gibi olsun. Bunun için de Nine filmi başlangıç olarak son derece ideal. Öncelikle muhteşem bir kadro ve kadronun arkasında sönük kalmamış çok başarılı bir senaryo var. Daniel Day Lewis’in ilhamını kaybetmiş ünlü yönetmen Guido’yu canlandırdığı filmde, Guido çekimlerine başlanmak üzere olan filmi için bir fikir aramaktadır...

August Rush – Kalbini Dinle (2007)


Yani yazıya nasıl gireyim bilemedim.. August Rush izleyenler var ise bilirler böyle sıcacık sevgi dolu harika bir filmdir. Filmin ana teması, merkezi müzik ama film bir müzikal değil. 2 müzisyenin bir araya gelmesi, naif aşkları, sonrasında gelişen olayları ve eş zamanlı olarak da bir çocuğun gözünden hayatı anlatan filmde başrollerde Jonathan Rhys Meyers, Keri Russell, Freddie Highmore ve sürpriz olarak Robin Williams var. Her bir karakter öyle güzel öyle sürükleyici ki film bittiğinde kendinizi mutlu ve iyi hissetmemeniz imkansız. Filmde hem çok tatlı bir aşk,...

True Detective (2014)


Henüz ilk sezonunu bitirmiş tazecik bir diziden bahsetmek istiyorum size. True Detective, inanılmaz başarılı bir polisiye/suç dizisi. Amerika-Louisiana’da geçen hikayede 2 cinayet dedektifinin bir cinayet serisini çözmeye başlamasıyla geçen olayları izliyoruz. Olay akışı olarak hem geçmiş hem şimdiki zamanda ilerleyen bol flashback’li bir dizi. Dedektifleri aslında muhteşem bir oyuncu olduğunu bu tarz ciddi rollerle göstermeye başlayan Matthew McConaughey ve zaten muhteşem bir oyuncu olan Woody Harrelson canladırıyor. İkisinin de oyunculuğuna diyecek laf yok bence. Dizinin mantığı, güzel sürprizleri, senaryosu da bildiğimiz klasik 2 ortak...

Jerry Maguire – Yeni Bir Başlangıç (1996)


Hollywood’da en sevmediğin 2 oyuncu kim deseler Tom Cruise ve Renée Zellweger derim. Ama işte olmaz denen de olur bazen, bu ikiliden haaarika bir film çıkar. Jerry Maguire, ismini baş karakterden alıyor. Jerry, her şeyin zirvesinde bir spor menajeri ama hiçbir şeyin şımarıklığını yapmamak lazım bu hayatta. Jerry de aynı hataya düşüyor ve elinde olan hemen her şeyi birden kaybediyor. Hikaye Jerry’nin aydınlanması, yeniden yükselmeye çabalaması, bu süreçte arkadaşlığı, aşkı, her şeyin para olmadığını keşfetmesi üzerine ilerliyor. Hem komik hem duygulu bir film. Tatlı bir...

Prisoners – Tutsaklar (2013)


Hugh Jackman sever misiniz? Tabi ki seversiniz adamın hangi film kötü ki? Bir de yanında Jake Gyllenhaal olduğunda ortaya çok hoş bir gerilim/dram filmi çıkmış. Birch ve Dover ailelerinin küçük kızları Eliza ve Anna’nın birden ortadan kaybolmalarıyla başlayan hikayede, 2 aile, dedektif Loki (Jake Gyllenhaal) ile birlikte kızlarını arama çalışmalarına başlarlar. Peki bu arama sürecinde karşılarına şüpheli olarak kimler çıkacak ve bu 2 baba kızlarını bulabilmek için neler yapmayı göze alacaklar? Tüm bu soruların cevapları filmin içinde. Film içinde dönen oyunları çözmeye, “bak bunu kesin bu...

Into the Wild – Özgürlük Yolu (2007)


Bazı filmler vardır, her yerde, herkesten duyarız ama bir türlü oturup izleyemeyiz. Into the Wild benim için öyleydi, çok geç kalmış olarak izledim, istedim ki başkası aynı şeyi yaşamasın. Film, gerçek bir hikayeden kitaba, ardından da Sean Penn yönetmenliğinde sinemaya uyarlanmış. Ana karakter Christopher McCandless’ı Emile Hirsch oynuyor. Christopher, belki de hepimizin isteyip de yapamadığını yapıyor ve üniversiteden mezun olarak ailesini memnun ettikten sonra kariyer, iş vb. bir hayat istemediği için sadece bir sırt çantasıyla harika geçecek bir yolculuğa çıkıyor. Chris’in bu yolculukta tanıştığı...