Beray'ın Film Önerileri

Submarine – Denizaltı (2010)


Submarine’ i herkese hitap etmeyecek bir film olarak görüyorum. Filmle ilgili yapılan yorumları biraz araştırdığımda da ya hayran kalındığını ya da hiç sevilmediğini görüyorum ki böyle filmleri severim çünkü herkese filmi sevdirmek için uğraşmaz kendi anlatmak istediğini kendi tarzıyla anlatır. Ve böyle filmleri sevenler için harika bir yapım ortaya çıkar. Belli bir tempoda ilerleyen film bir şekilde belki de samimi anlatımıyla sizi içine çekmeyi başarıyor ve yaklaşık 100 dakika su gibi geçiyor. Dizide ki müziklerde filme o kadar uyumluydu ki filmi sevmemde çok büyük...

Mindhunters – Beyin Avcıları (2004)


FBI’ ın içerisinde seri katillerin profilini çıkartma konusunda uzmanlaşmış olanların bulunduğu beyin avcıları adlı bir bölüm vardır. Bu bölüme girmek isteyen 8 ajanın mülakatlarında artık son noktaya gelinmiştir. Son sınavlarını FBI içinde farklı yöntemleriyle ün salmış Ajan Harris hazırlamaktadır. Harris birbirini hiç tanımayan 8 kişiyi özel olarak hazırlanmış bir adaya götürür ve burada seri katil programını devreye sokarak ajanlardan katili bulmasını ister. Vakit geçtikçe bunun sadece bir simülasyonun olmadığını anlayan ajanlar bir katil tarafından tek tek avlanmaya başlamıştır. Artık herkes şüpheli, herkes tehdit altındadır. Herkesin...

Goodbye Lenin – Elveda Lenin (2003)


Doğu Almanya’ da yaşayan Alex’ in annesinin kalp krizi geçirerek komaya girmesinden sonra hayatı tamamen değişir. Alex’in annesi Christiane, eşinin kendisini terk edip Batı Almanya’ ya yerleşmesinden sonra psikolojik bir travmayı atlatır ve tüm aşkını sevgisini yaşadığı Doğu Almanya’ ya ve sosyalist rejime adar. Bu sisteme böylesine bağlıyken kalp krizi geçirip 8 ay komada kaldıktan sonra uyandığında kendisini çok farklı bir dünya bekliyordur. Bu süre zarfında Berlin duvarı yıkılmış ve kapitalizm Doğu Almaya’da da kendisini göstermeye başlamıştır. Doktorunun heyecandan ve büyük bir şoktan uzak...

Finding Neverland – Düşler Ülkesi (2004)


Finding Neverland çok bilinmeyen bir film değil bir çok kişinin izlediğini düşünüyorum ama ben bu filmi izlemeyi uzun bir süre erteledim. Bazen olur ya bazı filmleri açamazsın bir türlü, araya bir şey girer ya da film sana çok çekici gelmez. Bu film için bende de öyle bir önyargı vardı. İşte en zevk aldığım filmlerde beni böyle yanıltanlar oluyor. Bu filmin içinde komedi deseniz çok tatlısından, dram deseniz öyle olayları abartarak duyguları sömüreninden değil en doğal şekliyle vardı. Filmle beraber bende hayal gücümün derinliklerini keşfettim....

La Piel Que Habito – İçinde Yaşadığım Deri (2011)


İçinde yaşadığım deri çok acayip senaryosu olan, gerilim unsuru çok tadındayken gizem unsurunu son ana kadar koruyup, şaşırtıcı bir şekilde filmin sonunu getiren bir kitap uyarlamasıdır. Filmle ilgili bir uyarıda bulunmam gerekirse başlarda durağan ilerleyen ufak bir kısmı var sakın ola ki filmin böyle devam edeceğini düşünmeyin. Bir de filmi araştırırken spoilera maruz kalma olasılığınız yüksek bu yüzden benim size tavsiyem eğer içinde gizem unsurunun bolca olduğu insanın izlerken psikolojisini etki edecek kadar vurucu sahnelerin yer aldığı bir film izlemek istiyorsanız hiç düşünmeden bu...

Lost Highway – Kayıp Otoban (1997)


Bu filmle ilgili size şunu söyleyebilirim ya bayılacaksınız ya da nefret edeceksiniz orta bir ihtimal olduğunu düşünmüyorum. Yönetmen David Lynch gerçekten enteresan bir insan filmlerinde seyirciye derdini anlatabilme derdinde değil bir sürü ufak ipucuyla karmakarışık bir senaryoyu önümüze koyuyor ve muhtemelen film bittiğinde öylece jeneriğe bakıyoruz nasıl yani bitti mi ne oldu şimdi anlamadım ben bir şey diye. Ama filmin içine inanılmaz sokabiliyor izleyiciyi akıcılık mükemmel ve en önemli özelliği asıl olay film bittikten sonra başlıyor. Ben filmi bitirdiğimde uzun soluklu bir araştırmaya başladım...

Equilibrium – İsyan (2002)


Yakın gelecekle ilgili bir distopya olan bu film 3. Dünya Savaşından sonrasını işliyor. Fazlasıyla ağır geçen bu savaştan sonra totaliter, baskıcı rejimler otoriteyi ele geçirir ve insanların savaşa bu kadar meyilli olmasının sebebini duyguları olarak görür. Bu yüzden insanların duygularını bastırmaya yarayan Prozium adlı ilacı her gün içilmesini mecbur kılar. Aynı zaman da insan ruhuna hitap edebilecek her türlü sanat eserini de ele geçirip yok ederler. Her sistemde olduğu gibi burada da muhalif gruplar vardır. Onlar da duygularını yaşayarak sanat eserlerini korumaya çalışarak baskıcı...

Unknown – Kimliksiz (2011)


Dr. Martin Harris bir konferans sebebiyle eşiyle birlikte Berlin’ e gider. Bir trafik kazası geçiren Harris kendine geldiğinde eşi bile onu tanımaz hatta kendi kimliğinde başka birisi onun yerine geçmiştir. Üstünde Martin Harris olduğunu kanıtlayacak herhangi bir kimlikte bulamayınca çaresiz kalır. Kaza öncesinde tanıdığı insanlarla irtibata geçmeye çalışan Harris onlarında kendisini tanımadığını görünce kazaya karıştığı taksi şoförünü bularak olayları çözmeye çalışır. Üstüne üstlük tanımadığı insanlar tarafından takip edildiğini farkedince kimliğini ispatlama çabasını sürdürürken aynı zamanda da kaçmak zorundadır. İçinde gizem olan, bir şeyleri çözmek...

Klass – The Class (2007)


Pek bilinmeyen ama çok güzel bir film arıyorsanız Klass önerilecek ilk filmlerden biridir. Ama ben bu filmi izlemeyi uzun süre erteledim. Sebebi ise yorumlarında sürekli çok sinir bozucu film, sağlam sinirlere sahipseniz izleyin, küfür etmeden izlemek imkansız gibi şeyler görmemdir. Bir gün merakıma yenik düşüp açtığımda filmi gerçekten beklediğimin çok üstünde bir film buldum. Evet sinirlerinizi bozuyor film ama şunun garantisini verebilirim filmi izlediğinize kesinlikle pişman olmayacaksınız. Filmin bu kadar etkileyici olmasının sebebi gerçek hikayeden uyarlanması olabilir. Film seçerken Amerika yapımlarıyla sınırlandırmayın kendinizi gerçekten...

Midnight in Paris – Paris’ te Gece Yarısı (2011)


Woody Allen filmlerinde şehirleri kullanma konusunda bir üstad diyebiliriz. Barselona, New York, Roma gibi şehirleri de filmlerinde kullandı. Bu filmde de başrol oyunculuklarından birini Paris’ e veriyor. Eğer kafanızı dinlemek sakin, sıcak, samimi bir film izlemek istiyorsanız benim aklıma ilk gelen film budur. Konusunu okumadan balıklama atladığım bir filmdi Midnight in Paris sürekli izlediğimiz sıradan Paris’ te geçen aşk filmi olarak görmüştüm başta ama fazlasıyla yanılttı beni film. Fantastik unsurların da olduğu film tarihten önemli karakterleri de karşımıza çıkarıyor. Hayal dünyamıza hitap eden bu...

Let’s Be Cops – Çakma Polisler (2014)


Bu filmi bir arkadaşımın önerisi üzerine inceleme kararı aldım. Fragmanını izlediğimde güzel bir şeyler çıkacağı belli gibiydi zaten ama izledikten sonra beklentimin çok daha üzerinde bir film buldum. Eğer canınız bir komedi filmi izleyerek vakit geçirmek istiyorsa Let’s Be Cops tam size göre bir film. Başlarda ufak bir konuya alışma ve karakterleri tanıma evresinden sonra eğlenceli sahneler peş peşe geliyor. Kadro uyumu çok iyiydi zaten başrollerinde New Girl dizisinde de beraber oynayan Damon Wayans Jr. ve Jake Johnson var. Onlara eşlik eden isimler de...